Türk-Sefarad Müziği /KIRKBUDAK DERGİSİ YAYINLARI – 2007

Türk-Sefarad Müziği 1492 yılında İspanya’daki Engizisyon’dan kaçıp Osmanlı İmparatorluğu’na yerleşen ve kendilerine Sefarad Yahudileri diyen toplumun beraberlerinde getirdikleri müzik kültürünün 500den fazla yıldır yaşadıkları Osmanlı ve Türk topraklarındaki müzik kültürü ile yoğrularak bugünkü haline gelen bir müzik türüdür. Oral bir kültür olan Sefarad kültürünün öğeleri kulaktan kulağa ve daha çok da anadan kıza geçerek günümüze kadar gelmiştir. Müzik de aynı şekilde kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Türk-Sefarad müziği temel olarak ikiye ayrılır: Halk Şarkıları olan Kantikas ve sinagoglarda icra edilen dini müzik. Kantikas’ların dili Judeo-Espanyol ya da Ladino iken sinagoglarda icra edilen dini müziğin sözleri çoğunlukla dua oldukları için her zaman İbranice olmuştur. Bugünkü Türk-Sefarad müziğini dinleyenler yoğun bir Türk Sanat Müziği etkisi hissedebilirler bu da kültür etkileşiminin güzel bir örneğidir.

TARİHÇE

Türk-Sefarad müziğinin tarihçesi de Sefarad kültürünün bütün öğelerinde olduğu gibi 1492 yılında İspanyol Engizisyonu’nun kararı ile Katolik olmayanların İspanya’dan sürülmesi ile başlar. Katolik olmayı rededen 200 000 civarında Yahudi Osmanlı topraklarına göç ederler ve Sultan Bayezid II tarafından kabul edilirler. O sıralarda sınırlarını genişletmekte olan Osmanlı İmparatoru için bu yeni gelen sadık nüfus oldukça önem taşımaktaydı. Osmanlı topraklarında mahalle bazında yerleşen Yahudiler hoşgörü ortamında getirdikleri kültürü muhafaza etmeyi başardıkları gibi geniş toplumla etkileşim sonucu gelen etkilerle her alanda kültürlerini zenginleştirmişlerdir. Bu alanlardan biri de tabii ki müzik oldu.

MÜZİK

Müzik toplumlar için önemli bir rol oynar. Kültürlerin kuşaktan kuşağa aktarımında en önemli faktörlerden biri müziktir. Sefarad toplumunda da kültür anadan kıza aktarılmıştır. Genellikle eski kapalı toplumlarda kültür aktarımı kadınların görevi olmuştur. Erkekler geniş toplumla iletişim halinde olup, iş ve aş problemlerini hallederken toplumun dışına çıkabilmişlerdir. Halbuki kadınların toplumun dışına çıkma bahaneleri yoktur. Kadınlar için hayat ev ve evin çevresinde geçer. Eğlenceleri ise komşu kadınlarla birlikte çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, yemek pişirmek, hamama gitmek ve tabii dedikodu yapmaktır. Bütün bu buluşmalarda müzik önemli bir yer tutar. Evlerde tertip edilen günlerde, udunu ya da mandolinini alan başlar çalıp söylemeye. Şarkılarla hikayeler anlatılır, dedikodu yapılır, acılar paylaşılır ve herkes bu müzikal dünyada kendine bir yer edinir. 

ROMANSA GELENEĞİ 

15ci yüzyıl İspanya’sında hakim olan müzik kültürü “Romansa” adını taşıyordu. Romansa’lar her biri bir hikaye anlatan uzun şiirlerdi. İlk ortaya çıktığında Romansa’lar epi hikayeler anlatan kahramanlık hikayeleri idi. Bu hikayelerde savaşa giden soylu şövalyeler ile onların dönmesini bekleyen soylu genç kızlar anlatılıyordu. Daha sonraları Romansa geleneği halk tarafından da benimsenince hikayelerin rengi de değişti. Bu kez anlatılan hikayeler soylulardan ziyade normal halk insanının güncel hayatından kesitler oldu. Güncel acılar, aşklar, dedikodular uzun uzun bu şarkılarda tasvir edilir oldu. Günümüze kadar gelebilmiş Romansa’lara baktığımızda bu şarkılarda sürekli tekrarlanan basit melodiler görmekteyiz. Çok belli ki birlikte toplanan kadınlar basit bir melodiyi alıp her kıtayı başka biri söyleyerek eğlenmekteydiler. İşte Sefarad Yahudilerinin Osmanlı İmparatorluğu’na getirdikleri müzik kültürü bundan ibaretti.

Romansa örnekleri:

MORENIKA A MI ME YAMAN – Bana Esmer Derler

Morenika a mi me yaman                Bana Esmer derler

Yo blanka nasi                               Ben beyaz doğdum

I del sol del enverano                    Yazın güneşinden

Yo me ize ansi                              Ben böyle oldum

Morenika, grasyozika sos,             Esmersin sen, pek zarifsin

Tu morena i yo grasyozo                Sen esmer, ben zarif

I ojos pretos tu.                           Sen kara gözlüm

Morenika a mi me yaman                Bana Esmer derler

Los marineros.                              Denizciler

Si otra vez a mi me yaman,            Eğer bir kez daha çağırırlarsa

Me vo kon eyos.                                      Giderim ben onlarla

Morenika a mi me yama                 Bana Esmer der

El ijo del Rey                                Kralın oğlu

Si otra vez a mi me yama              Eğer bir kez daha çağırırsa

Yo me vo kon el.                                      Giderim ben onunla.

TRES ERMANIKAS ERAN   –   Üç Kızkardeştiler
Tres ermanikas eran,                    Üç kızkardeştiler
Blankas de roz, ay ramas de flor!   Beyaz gül gibi çiçek demeti!
Tres ermanikas eran,                    Üç kızkardeştiler
Tres ermanikas son.                      Üç kızkardeştirler

Las dos eran kazadas,                   İkisi evliydi
Blankas de roz, Ay ramas de flor!  Beyaz gül gibi çiçek demeti!
Las dos eran kazadas,                   İkisi evliydi
La una se deperdyo.                      Biri kayıp.

Su padre kon verguensa,               Babası utanç içinde
Blankas de roz, Ay, ramas de flor!  Beyaz gül gibi çiçek demeti!
Su padre kon verguensa,               Babası utanç içinde
A Rodes l’ambiyo.                         Onu Rodos’a yolladı

En medyo del kamino,                     Yolun ortasında
Blankas de roz, Ay, ramas de flor!  Beyaz gül gibi çiçek demeti!
En medyo del kamino,                     Yolun ortasında
La ninya se durmyo.                       Kız uyuyakaldı

Por ayi paso el kavalyero,               Oradan bir genç atlı geçti
Blankas de roz, Ay, ramas de flor!  Beyaz gül gibi çiçek demeti!
Por ayi paso el kavalyero,               Oradan bir genç atlı geçti
Tres bezikos el le dyo.                           Ona üç öpücük verdi.

Uno en kada kara,                         Her biri bir yanağına
Blankas de roz, Ay, ramas de flor! Beyaz gül gibi çiçek demeti!
Uno en kada kara,                         Her biri bir yanağına
I uno al korason.                           Ve bir tane de kalbine.

OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA

Yıllar geçtikçe Osmanlı İmparatorluğu’nda hayatlarını sürdüren Sefarad Yahudilerinin müziği giderek daha fazla Türk Sanat Müziği ve diğer Balkan müziklerinden etkilenmeye başlar. Zaman içinde Sefarad toplumu içerisinde bestelenen müziklerin bütün bu etkileri birleştirdiği görülür. Şarkılar aşk, deikodu, kıskançlık, güncel hayattan kesitler, doğum, ölüm, kadın-erkek ilişkileri ve duygularını kapsayan temalar içererek bestelendiler. Bu şarkılarda göze çarpan en önemli özellik, melodi ne olursa olsun, şarkı sözlerinin mutlaka Judeo-Espanyol dilinde olması idi. Zamanla Türk-Sefarad müziği repertuarında Türk Sanat Müziği etkileri fazlalaşmış, bu şarkılarda makamlar ön plana çıkarken şarkı sözlerinde belirgin bir “acı” teması hakim olmaya başlamış.

Aşağıda sözleri verilen şarkı Nihavend makamında tipik bir Türk Sanat müziği parçası:

PARA KE KERO YO MAS BIVIR?             Neden Yaşamak İsteyeyim Ki? 

Para ke kero yo mas bivir?                      Neden yaşamak isteyeyim ki?

En este mundo.                                       Bu alemde

Mijor es murir mas ke sufrir                           Ölmek acı çekmekten iyidir

Dolores de amor vengo a sufrir.              Aşk acıları çekmekteyim

Yo te amo de korason                             Ben seni yürekten severim

Ma no te puedo alkansar.                        Ama sana bir türlü ulaşamam.

Aşağıdaki şarkı örneği ise kadın-erkek ilişkisine komik bir bakış atarak bestelenmiş. Adı Sarika olan bir genç kızı genç delikanlı kendisine ayakkabı ve çizme satın alacağını söyleyerek kandırmaya çalışıyor ama nafile. Sefarad müziğindeki şarkıların tümü anadan kıza aktarılmış anonim melodilerdir. Ancak bu aşağıdaki şarkının sözlerinde de gördüğünüz gibi şarkı sözlerinden o zamana ait birtakım sosyolojik bilgiler elde etmekteyiz. Unkapanı ve Cibali sözlerinden bu şarkının en azından bir İstanbul şarkısı olduğunu anlayabiliyoruz. Bu iki semtimizin de ayakkabı dükkanlarıyla meşhur olduğunu da (her ne kadar ben çocukluğumdan hatırlasam da bugünkü gençlerin bunu bilmediğine eminim) şarkıda görüyoruz. 

BRE SARIKA BRE                        BRE SARIKA BRE

-Bre Sarika bre…                                   -Bre Sarika bre…

Trayme un poko d’agua.                          Bana biraz su getir

-‘Sto deskalsa                                       -Ayağım çıplak

Ay rosiyo en basho                                 Yere çiğ düşmüş

Me se yela el pie.                                   Ayağım üşür sonra

-Bre Sarika bre                                              -Bre Sarika bre…

Chika i ermozika,                                   Küçük ve güzel.

Bre Sarika bre                                      Bre Sarika bre…

Linda i savrozika                                    Güzel ve tatlı

Yo te va merkar                                              Ben sana alacağım

Sapatos d’Unkapan                                 Unkapanı’ndan ayakkabı

Chizmes de Djibali                                 Cibali’den de çizme

No me primo a ti                                    -Ben sana kalmadım

Ke me merkes tu,                                   Alamana gerek yok

Tengo un padre,                                               Benim babam var

Merkador muy grande,                                     Büyük tüccar

I el me va merkar                                  O bana alır

Sapatos d’Unkapan,                                Unkapanı’ndan ayakkabı

Chizmes de Djibali.                                Cibali’den de çizme

Birçoğu özgün fakat anonim olan şarkıların yanısıra Türk-Sefarad müziği repertuarında göze çarpan bir diğer grup şarkı zamanının popüler melodilerinin ödünç alındığı grup. Bu ödünç alınan melodilerin üzerine bazen tercüme niteliği taşıyan bazen de alakasız sözler her zaman Judeo-Espanyol dilinde yazılmış. Söz yazarları genel olarak bilinmese de 1920lerde böyle şarkıların üzerine söz yazan Jak Mayeş’i biliyoruz.

Aşağıda “Bekledim de Gelmedin” şarkısının melodisi üzerine yazılmış Judeo-Espanyolca sözler bulacaksınız.

PORKE NO ME AMATES?        NİÇİN BENİ SEVMEDİN?

Dezeyava kon fervor,                    İsterdim çok

Ke akseptaras mi amor.                 Ki aşkımı kabul edesin

Esperi en vanedad,                        Boş yere bekledim

Oy yo sufro el dolor.                     Bugün acılar çekerim.

Dime dime, porke no me amates?   Söyle, söyle, niçin beni sevmedin?

Dime dime, porke me enganyates? Söyle, söyle, niçin beni aldattın?

Anadan kıza aktarılan binlerce şarkı içinde öyle melodiler var ki sanki her önüne gelen bu melodiler üzerine söz yazmış. Bu şarkıları yaşlılardan topladığımız zaman her biri bir başka kıta söyledi bize. Aynı şekilde yine çok popüler oldukları göze çarpan şarkı sözleri var. Bu sözlere birçok farklı melodi yazılmış. Bu da oral kültürün bir parçası.

DİNİ MÜZİK

Türk-Sefarad müziğinin bir önemli öğesini de dini müzikler oluşturmaktadır. Dini müziği başlıca iki grupta incelemek mümkündür.

Birinci grup dini müzikler popüler şarkıların bir uzantısı olarak algılanabilir.

The first form of the liturgic music can be seen in the popular songs that are sung for the Jewish festivals, like Hanuka, Purim, Pesah etc. The lyrics are in Judeo-Spanish. An example is Ocho Kandelikas.

OCHO KANDELIKAS                    SEKİZ MUMCUK

Hanuka linda sta aki                      Güzel Hanuka (bayramı) geldi

Ocho kandelas para mi                  Bana sekiz mumcuk 

Una kandelika                               Bir mumcuk

Dos kandelikas                              İki mumcuk

Tres kandelikas                                     Üç mumcuk

Kuatro kandelikas                         Dört mumcuk

Sinko kandelikas                           Beş mumcuk

Sej kandelikas                              Altı mumcuk

Syete kandelikas                          Yedi mumcuk

Ocho kandelas para mi                  Bana sekiz mumcuk

Los pastelikos va komer                Güzel pastaları yiyeceğim

Kon almendrikas i la miel (2)                   Bademli ve ballı

Una kandelika …………..                   Bir mumcuk………

Munchas fiestas vo azer               Birçok bayramlar kutlayacağım

Kon alegrias i plazer (2)                Zevk ve neşe ile

Una kandelika……………                   Bir mumcuk………

İkinci grupta yer alan dini müzikleri sadece sinagoglarda duyabilirsiniz. Bu dini müzik geleneği de yine kulaktan kulağa, ustadan çırağa aktarılarak günümüze kadar gelmiş ve 2002 yılında Los Pasharos Sefaradis grubunun çıkarttığı “Zemirot: Türk-Sefarad Sinagog İlahileri” CD’ye kadar hiç kayıt altına alınmamışlardı. Bu yüzden her oral kültürde olduğu gibi kayıplar çok fazla olmuştur.

Dini müziklerde kullanılan dil her zaman Yahudilerin din dili ve kutsal dil olarak kabul edilen İbranice olmuştur. Çok ender olarak İbranice ilahilerin içinde tercüme niteliği taşıyan Judeo-Espanyolca sözlere rastlanılabilir. (Bkz. En Keloenu) Sinagoglarda söylenen ilahilerin hepsi Türk Sanat Müziği makamları ile icra edilmekte, yıllar içinde bu ilahileri icra eden Hazan’lar imamlarla birlikte eğitim almışlar ve Türk Sanat müziği makamları ile çok üstün kalitede besteler yapmışlardır. Yine her zaman olduğu gibi bu bestelerin çoğunun kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

Aşağıda örneği verilen ilahi önce İbranice sonra da Judeo-Espanyolca icra edilmektedir.

EN KELOENU                      YOKTUR TANRIMIZ GİBİSİ 

En ke-lo-enu, en kadonenu en kemalkenu, en kemoshienu

Non komo muestro Dio                            Yoktur Tanrımız gibisi

Non komo muestro Sinyor              Yoktur Efendimiz gibisi

Non komo muestro Rey                  Yoktur Kralımız gibisi

Non komo muestro Salvador          Yoktur Kurtarıcımız gibisi

Mi ke-lo-enu, mi kadonenu, mi kemalkenu, mi kemoshienu

Ken komo muestro Dio                            Kimdir Tanrımız gibisi

Ken komo muestro Sinyor              Kimdir Efendimiz gibisi

Ken komo muestro Rey                            Kimdir Kralımız gibisi

Ken komo muestro Salvador           Kimdir Kurtarıcımız gibisi

Node le-lo-enu, node ladonenu node lemalkenu, node lemoshienu

Loaremos a muestro Dio                Övelim Tanrımızı

Loaremos a muestro Sinyor           Övelim Efendimizi

Loaremos a muestro Rey               Övelim Kralımızı

Loaremos a muestro Salvador        Övelim Kurtarıcımızı

Baruh E-lo-enu, baruh adonenu baruh malkenu, baruh moshienu

Bendicho muestro Dio                   Kutsaldır Tanrımız

Bendicho muestro Sinyor               Kutsaldır Efendimiz

Bendicho muestro Rey                            Kutsaldır Kralımız

Bendicho muestro Salvador           Kutsaldır Kurtarıcımız

Ata u E-lo-enu, Ata u adonenu Ata u malkenu, ata u moshienu

Tu sos muestro Dio                       Sensin bizim Tanrımız

Tu sos muestro Sinyor                            Sensin bizim Efendimiz

Tu sos muestro Rey                      Sensin bizim Kralımız

Tu sos muestro Salvador               Sensin bizim Kurtarıcımız

Maftirim: özel bir ilahi grubu

Bu ilahiler Edirne’de doğmuş bir gelenekten günümüze kadar aktarılmış. Maftirim kutsal Cumartesi günleri (Şabat) dualar okunduktan sonra Şabat’ın sona ermesine kadar koro halinde okunan ilahilerdir. Bu ilahilerin sözleri Tanrıya övgüler yağdıran şiirlerden oluşmakta. 16cı yüzyıldan itibaren yazılmış şiirler mevcut. Bu şiirler çok eski ve edebi bir İbranice ile yazıldığından zamanla, ve hele hele sesli harfleri belirten noktalamaların da konmamış olduğu düşünülürse, anlaşılmaları zorlaşmıştır.

Maftirim geleneği başladığında ilahilerin odak noktası sözleri idi ve müzik o kadar da önemli değildi. Maftirim geleneği sadece Türk Sanat Müziği makamları ile icra edilmiştir. Yıllar içinde özellikle Edirne’deki Sufi merkezleri ile haşır neşir olan Hazanlar, birlikte meşk ederek bu ilahilerdeki odak noktasını müziğe çevirmişler ve kaliteyi şiirden müziğe kaydırmışlardır. Yine belgelememenin sonucunda bugün 1000 şiirin sadece 75 tanesinin melodisi bizlere ulaşabilmiştir. Bunların arasında da sadece 10-15 tanesi genç kuşak hazanlar tarafından öğrenilmiştir. Koleksyonun tamamına yakını Osmanlı-Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezi tarafından bu müziği icra eden son üç büyük ustanın yorumu ile yayına hazırlanmaktadır.

BUGÜN

Bugün dünyada Sefarad müziği ile ilgilenip onu icra eden birçok grup bulunmaktadır. Bu icracıların en büyük dezavantajı Judeo-Espanyol dilini bilmemeleridir. Bundan dolayı da söylediklerini anlamamakta, çok kez telaffuzda hatalar yapmakta ve müziğin ruhunu yansıtamamaktadırlar. Genç müzisyenler melodileri beğendikleri için cazdan rock müziğine kadar her türlü yorumu denemektedirler bu müziği yaparken. Değişik yorumlar gerçekten de çok daha büyük bir seyirci kitlesine hitap etmeye yardımcı olmaktadır. Yine bu grupların bir başka büyük dezavantajı çok kısıtlı bir repertuar içinde dönmeleridir. Birçok değişik CD satın aldığınızda aynı 20 şarkının değişik şekillerde yorumlanmış halleri ile karşılaşıyorsunuz. Halbuki binlerce şarkı mevcut Sefarad müziği repertuarında. Tabii ki bu binlerce şarkı içinde çok büyük bir bölümü Türk Sanat müziği etkisinde bestelenmiş olduğu için batılı kulaklara yabancı gelmekte ve o gırtlakla söyleyemedikleri için de ya tamamen repertuardan çıkartılmakta ya da batı tarzı bir yorumla çok yabancılaşmış seslerle söylenmektedirler.

Türkiye’de Los Pasharos Sefaradis grubu 1978 yılından beri yaşlılardan yüzlerce şarkı toplamış ve bu müziğin en büyük repertuarlarından birini oluşturmuşlardır. Dünyanın en otantik icraatçıları arasında gösterilen grup bugüne kadar 8 tane albüm yapmış ve mümkün olduğu kadar çok şarkının belgelenmesini misyon olarak almışlardır. Los Pasharos Sefaradis grubunun kurucularında İzzet Bana’nın kurduğu Estreyikas d’Estambol adlı çocuk korosu da bu şarkıları icra etmekte böylece bu kültürün bir sonraki kuşağa aktarımı sağlanmaktadır. Oral bir kültür olan Türk Sefarad kültürü öğelerinden ne kadar çoğu kaybolmadan arşivlenebilirse o kadar gelecek kuşaklara karşı olan görevlerimizi yerine getirmiş oluruz…

ESTA MONTANYA                      BU DAĞ 

Esta montanya d’enfrente                      Bu karşıdaki dağ

S’asiende i va kemando                           Yanar da yanar

Ayi pyedri al mi amor                             Orada kaybettim aşkımı

M’asento i vo yorando.                                     Oturur ağlarım

Arvoliko de menekshe,                                     Menekşe ağacı

Yo lo ensembri en mi guerta                   Bahçeme ektim

Yo lo kresi i lo engrandesi                       Onu yetiştirdim ve büyüttüm

Otros s’estan gozando.                          Başkaları keyfini sürüyor

Sekretos kero deskuvrir                        Sırlarımı açmak isterim

Sekretos de mi vida                               Hayatımın sırlarını

No ay ken sepa mi dolor                          Kimse bilmez acımı

Ni ajenos, ni parientes                                     Ne yabancılar, ne ailem

El sielo kero por papel                                     Gökyüzü olsa kağıt

La mar kero por tinta                             Denizler olsa mürekkep

Los arvoles por pendola                          Ağaçlar olsa kalem

Para eskrivir mis lagrimas.                     Gözyaşlarımı yazardım.

KIRKBUDAK DERGİSİ YAYINLARI – 2007

Karen Gerson Şarhon*

* Karen Gerson Şarhon 1958 İstanbul doğumludur. Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede Sosyal Psikoloji alanında Master yapmış, daha sonra İngiltere Reading Üniversitesinde Uygulamalı Dilbilim dalında bir Master daha yapmıştır. 1984-2003 yılları  arasında Boğaziçi Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda öğretim görevlisi olarak çalışmış, 2003 yılı sonunda emekliye ayrılıp Osmanlı-Türk Sefarad Kültürü Araştırma Merkezini kurmuştur. Aralık 2003’ten bu yana merkezin koordinatörlüğünü yürüten Şarhon İngilizce, Fransızca, Judeo-Espanyolca ve İspanyolca bilmektedir. Karen Şarhon ayrıca 1978 yılında kurulan Los Pasharos Sefaradis adlı müzik grubunun kurucularındandır ve grubun solistliğini İzzet Bana ile birlikte yapmaktadır. Sefarad müziğinin belgelenmesine çok önem veren grup bugüne kadar 8 album yapmışlardır.

KAYNAKÇA:

Los Pasharos Sefaradis, Los Pasharos Sefaradis  Vol. I   kaset,  Gözlem Yayıncılık, 1987

Los Pasharos Sefaradis, Los Pasharos Sefaradis  Vol. II  kaset, Gözlem Yayıncılık, 1987

Los Pasharos Sefaradis, Los Pasharos Sefaradis   Vol III kaset, Gözlem Yayıncılık,   1987

Los Pasharos Sefaradis, La Romansa de Rika Kuriel  kaset,  Gözlem Yayıncılık, 1988

Los Pasharos Sefaradis, Kantikas Para Syempre  CD ve kaset, Gözlem Yayıncılık,   1995

Los Pasharos Sefaradis, Zemirot: Türk – Sefarad Sinagog İlahileri CD (72-sayfalık kitapçık ile) ve kaset, Gözlem Yayıncılık,  2002

Los Pasharos Sefaradis, Kantikas Para Syempre CD, 2ci baskı,  Gözlem Yayıncılık,  2003

Los Pasharos Sefaradis, Las Puertas double-CD,  Gözlem Yayıncılık, 2005

Estreyikas d’Estambol, Un Kavretiko, CD, Gözlem Yayıncılık, 2006